Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, pandemi süreci il birlikte ekonomik ve sosyal anlamda yaşanan sıkıntılarla ilgili bir değerlendirme yaptı.

JANDARMA’DAN KAN BAĞIŞINA DESTEK JANDARMA’DAN KAN BAĞIŞINA DESTEK

Yazılı bir açıklama ile yaşanan süreçte iş dünyasına sunulan desteklerden bahseden Başkan Kızıltan, sektörel anlamda yaşanan sıkıntılara da değindi.

Sunulan desteklerin kısa süreliğine de olsa derde derman olduğunu vurgulayan Başkan Ayhan Kızıltan: “Pandemi sürecinde ülke olarak bir yılı geçtik, neredeyse 13 ayı geride bıraktık. Dünyanın bazı yerlerinde bu süre neredeyse bir buçuk yıl oldu. Bu süreçteki kısıtlamaları ve yasakları, bazen tam kapanma düzeyine gelen önlemleri düşündüğümüzde ülke ekonomisi adına tüm sektörlerde ve her düzeyde firmada, özellikle küçük esnaf ve hizmetler sektöründe ciddi sorunlar yaşadık, yaşamaya da devam ediyoruz. Kentlerin illerdeki ekonomik anlamda çatı örgütleri olan Ticaret ve Sanayi Odalarının önerileri ile birçok önlem ve destek hayata geçti. Bunların bazıları bir süreliğine derde derman olduysa da, borçların ötelenmesinin ötesine geçmedi. Bu noktada kısa çalışma ödeneği kısmen de olsa hem işverenler hem de çalışanlar için önemli bir destek oldu” dedi.

Verilen destekler Ticaret ve Sanayi Oda ve Borsalarının ısrarlı çabasının sonucudur
Ticaret ve Sanayi Odaları ile Borsaların destek konusu üzerinde ısrarlı duruşları sonucu iş dünyası ve KOBİ’lere sunulan desteklerin bir süre daha uzatıldığını belirten Kızıltan: “Özellikle Ticaret ve Sanayi Odalarının ve Borsalarının bu konunun üzerinde ısrarla durmasıyla bu desteğin bir süre daha uzatılması sevindiricidir. Ancak, iş dünyası kısa çalışma ödeneği desteğinin gerçek amacına ulaşabilmesi için pandemi süreci bitene kadar devam etmesini talep etmektedir. İş dünyası küçük veya büyük bu süreçte ciddi bir fedakarlık yapmıştır. İşten çıkartma yapmamış ve öz kaynaklarını eritmiştir. Daralan ve pandemi nedeniyle durma noktasına gelen dünya ticaretinde üreten firmalar bile büyük zorluklar yaşarken, özellikle turizm, restoran, kafe ve küçük esnaf gibi hizmetler sektörünün ayakta kalacak hali kalmamıştır. Verilen desteklere herkes ulaşamadığı gibi, bu destekler yetersiz kalmış, sadece bazı borçların ötelenmesinin ötesinde bir çözüm sunamamıştır. Tüm bu zorluklar içinde iş dünyası daha somut ve doğrudan destekler beklerken son açıklanan vergi oranlarındaki artışlar iş dünyasının moralini daha da bozmuştur. Aslında bütçede büyük bir kazanıma da yol açmayacak bu artış devlete bir şey kazandırmazken iş dünyasına ve dolayısıyla gelecek yatırım ve istihdama çok şey kaybettirecektir. Ülkenin ekonomik ve sosyal kalkınmasının omurgası olan, ülkenin sosyal huzurunun temeli olan iş dünyasının önünü açmak yerine, ekonominin küçülmesine neden olacak böylesi anlık kararlarla, atılan taşın ürkütülen kurbağaya değmeyeceği kararlarla ülke ekonomisine zarar verilmemelidir. Öte yandan vergi konusu, özellikle kurumlar vergisi konusu sadece yerli yatırımcı için değil, yabancı yatırımcılar için de önemli bir konu. Yabancı sermayenin gelmesinde veya gelmemesinde vergi sistemleri ve özellikle kurumlar vergisi oranları çok önemlidir. Bu artışlar karşısında, etrafımızdaki coğrafyada bulunan ülkeler dururken yabancı sermayenin gelmesini beklemek anlamsız oluyor. Hatta Türkiye’den sermayenin gittiğini görüyoruz.
Türkiye’nin istihdam yaratan, ihracat yapan, döviz girdisi sağlayan, yatırım gerçekleştiren ve katma değer yaratan şirketleri üzerine ilave vergi koymanın özellikle bu ekonomik koşullarında, hele bu pandemi sorunları arasında hiçbir anlamı, mantığı ve izahı yok” şeklinde konuştu.

Mersin’in beklemeye de, bekletilmeye de tahammülü kalmamıştır
Açıklamasında Mersin ile ilgili bekleyen ve planlanan yatırımlardan da bahseden Kızıltan, Mersin’in kamu yatırımı bekleyen konumdan kurtulması adına kentteki tüm oda ve borsaların bir araya geldiğinin altını çizerek: “Mersin olarak sorunları tespit etme, bu sorunlara derman olacak yatırımları hızlandırma anlamında kentin tüm Oda ve Borsaları ile bir araya geldik. Mersin artık sorunlar, bir türlü başlayamayan veya yarım bırakılan kamu yatırımları konusunda bekleyen bir kent olmayacak. Çünkü Mersin, bölgesine, hinterlantına ve ülkesine büyük değer katan bir kent. Mersin’in beklemesi bize göre Türkiye’nin beklemesidir. Onlarca önemli il dış ticarette, lojistikte, tarım, turizm ve sanayide Mersin ile doğrudan bağlantılıdır. Mersin’e yapılan her yatırım bu illeri de doğrudan etkilemektedir. Mersin’e yapılması planlanan ama hala başlamayan Mersin Ana Konteyner Limanı sadece Mersin’in midir, yoksa Gaziantep’ten Kahramanmaraş’a, Adana’dan Karaman’a, Niğde’den Kayseri’ye tüm bu illerin ihracat yükünü mü sırtlayacaktır? Çukurova Havalimanı sadece Mersin’e mi hizmet edecek, yoksa tüm Çukurova’ya mı? Mersin Lojistik Merkez Projesi hayata geçerse kaç tane il bundan doğrudan yarar sağlayacak, kaç ihracatçı il lojistik maliyetinde elde ettiği bu kazanımlarla dünyada daha rekabetçi olacak? D-400 karayolu iyileştirmesi ve Çeşmeli – Taşucu Otoyol Projesi öncelikli olmak üzere Akdeniz Sahil Yolu tüm hinterlantı rahatlatacak projeler değil midir?” ifadelerine yer verdi.

Mersin kendisine verileni misliyle ülkesine geri veriyor
MTSO olarak artık beklemeye ve bekletilmeye tahammüllerinin kalmadığını ifade eden Başkan Ayhan Kızıltan sözlerini şöyle sürdürdü: “Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak, Mersin’in tüm ekonomi dinamikleri olarak artık beklemeye ve bekletilmeye tahammülümüz kalmadı. Yıllardır kentte sürüncemede kalan bu yatırımlar konuşuluyor ve yılan hikayesine dönen bu yatırımlar toplumda umutsuzluk ve güvensizlik yaratıyor. Artık bu yatırımların tamamlanması için Mersin’deki tüm oda ve borsalar olarak bir araya geldik ve öncelik sırasına koyup ortak bir açıklama yapma kararı aldık. Hepimizin ortak görüşü bu yatırımların bir an evvel tamamlanmasıdır. Mersin bugün ihracatı ithalatından net fazla veren, cari açığı olmayan bir kenttir. Vergi sıralamasında Türkiye altıncısıdır. Sektör çeşitliliği ile her krize dayanan, pandemiye de en güçlü direnen kent olmuştur. Kısaca Mersin kendisine verileni misliyle bölgesine ve ülkesine geri veren bir katma değer kentidir. Bundan dolayı artık Mersin’in beklediği yarım kalan yatırımların bir an önce tamamlanmasını istiyoruz. Vatan sevdalısı Mersin ve Mersinliler bunu hak ediyor. Bu anlamda Ulusal Kurtuluş mücadelesinde ön saflarda mücadele eden Mersinliler olarak tüm Mersinlilerin ve milletimizin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutluyor, büyük Atatürk’ü ve şehitlerimizi saygıyla anıyoruz.”