Bir araya gelmeleri olanaksız gibi görünen iki ürkek ruhun sıradışı dostluklarını ölümsüzleştiren bu içtenlikli öykü, eğer gönülden istenirse birlikte yaşamanın binbir yolunun bulunabileceğini savunuyor.
ÖRÜMCEK KORKUSU DA NEYMİŞ!?
Derinlikli anlatısı ve göz alıcı resimleriyle gönülleri fetheden Kedi Olmak İsteyen Örümcek Mario, ilham verici hikâyesinin ardında çocukların araknofobiyi, başka bir deyişle örümcek korkusunu yenmelerine de önayak oluyor.
İkili ilişkilerde koşulsuz sevgi ve kabulün önemine değinen kitap, kendisi gibi davranmaktan çekinenlere cesaret aşılamakla kalmıyor, aynı zamanda bizi biz olduğumuz için seven insanlarla bir ömür boyu nasıl mutlu yaşayabileceğimizi de gösteriyor.
ÇOCUKLAR, KENDİLERİ GİBİ OLABİLMENİN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİNİ HİSSEDECEK
Tüylü mü tüylü, büyük mü büyük bir örümcek olan Mario, karanlık kuytu köşelerinde huzurla saklanabileceği yeni yuvasının keyfini sürmeye hazırlanırken olmadık hayallere kapılır. Göz açıp kapayıncaya kadar “evcilleşen” Mario'nun gerçeklik algısı kısa sürede altüst olur. Sekiz bacaklı minik dostumuz, kedi olmadığına emin olsa da ev sahibesi Bayan Betti’nin küçük oyununa ağ atarak çareyi kedi gibi davranmakta bulur. İşin fenası, az daha çabalarsa kedi olduğuna neredeyse kendisi bile inanacaktır...
Gerçeklerden ziyade inanmak istediklerine inanmayı tercih eden iki nahif ev arkadaşını incecik ağlarla örülü masalsı bir anlatıda buluşturan Kedi Olmak İsteyen Örümcek Mario, başkası gibi davranmanın yersizliğini gözler önüne seriyor.