Lojistik firmaları, otonom sistemlerle maliyetlerini azaltmayı, operasyonlarını daha verimli hale getirmeyi ve güvenliği artırmayı hedefliyor. 20 yılı aşkın süre tecrübeye sahip uzman kadrosu ile sektörün öncü firmalarına; karayolu, denizyolu, havayolu, proje taşımacılığı, demiryolu ve kombine taşımacılık alanında alternatif ve yenilikçi çözümler üreterek entegre lojistik hizmetleri sağlayan sağlayan Lanes Lojistik'in Operasyon Direktörü Ali Demircan, otonom araçların lojistik sektöründeki geleceğini değerlendirdi.
MALİYETLERİN AZALMASI
Otonom araçlar, iş gücü ve yakıt tüketimini optimize ederek lojistik operasyonlarında büyük maliyet avantajları sunuyor. Şoför maliyetlerinin ortadan kalkması ve enerji tasarruflu rotaların oluşturulması sayesinde şirketler, operasyonel giderlerini düşürebilecek. Bu, özellikle uzun mesafeli taşımacılıkta önemli bir maliyet avantajı sağlayacak.
OPERASYONEL VERİMLİLİĞİN ARTMASI
Otonom sistemlerin yapay zeka ile entegre edilmesi, trafik akışına ve yol koşullarına göre rotaları anlık olarak optimize etme imkanı sunar. Bu sayede teslimat süreleri kısalırken araçların daha az bekleme ve dur-kalk yapması sağlanır. Özellikle hava durumu, trafik yoğunluğu gibi değişkenlere göre en uygun güzergahlar belirlenerek teslimatlar daha hızlı ve verimli hale gelecek.
GÜVENLİĞİN ARTMASI
Otonom araçlar, insan hatasından kaynaklanan kazaları azaltma potansiyeline sahiptir. Araçların birbirleriyle iletişim kurabilmesi ve sensörler aracılığıyla çevreyi sürekli taramaları, yol güvenliğini artıracaktır. Bu da, lojistik sektöründe kaza oranlarını düşürebilecek, yük ve can güvenliğini artıracaktır.
24 SAAT KESİNTİSİZ ÇALIŞMA İMKANI
Otonom araçlar, insan şoförlerin aksine günün her saati çalışabilir. Şoförlerin dinlenme sürelerine ihtiyaç duymadan 24 saat kesintisiz operasyon yapılabilir, bu da özellikle zaman hassasiyeti olan teslimatlarda büyük avantaj sağlar. Bu esneklik, lojistik firmalarının siparişleri daha hızlı ve verimli şekilde teslim etmesine olanak tanıyacaktır.
ÇEVRESEL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞE KATKI
Elektrikli ve otonom araçların yaygınlaşmasıyla karbon salınımı azalacak, çevre dostu bir taşımacılık sistemi oluşacak. Otonom sistemlerin enerji tüketimini optimize etmesi ve elektrikle çalışan araçların tercih edilmesi, lojistik sektörünün çevresel ayak izini azaltacak. Bu sayede sektörde sürdürülebilirlik hedefleri daha kolay yakalanacak.