Bildiğiniz gibi 1 Ağustos tarihinde işçi ve memurların hakları ve sendikaların 2020-2021 yıllarını kapsayacak taleplerine ilişkin Toplu Sözleşme Görüşmeleri başladı. Görüşmeler devam ederken işçileri pek memnun etmeyen bir sonuç çıktı ve işçilerle ilgili pazarlıklar Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Sayın Zehra Zümrüt Selçuk’un işçi sendikalarından süre istemesiyle şimdilik beklemeye geçti. Beklemeye geçti ama Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay da anlaşma sağlanamazsa greve gidecekleri mesajını verdi.

 

Diğer tarafta da memur sendikaları taleplerini sıraladı ve bu talepler şu an komisyonlarda değerlendiriliyor. Büyük bir sorun çıkmazsa sözleşmeler Ağustos Ayı içerisinde tamamlanacak.

Toplu görüşme masasında birçok madde ele alınıyor. Sendikalar, üyelerinin refah düzeyini arttırmak istiyor, Bakanlık yetkilileri de hazinenin çıkarlarını korumak adına pazarlıkta ince eleyip sık dokuyorlar.

Maaş zammından atamaya, görevde yükselmeye, sözleşmelilerin ve üniversite mezunu işçilerin devlet memurluğuna geçirilmesine kadar uzun uzun maddeler görüşülüyor.

Elbette ki milyonları ilgilendiren bu görüşmelere kulak kabartan birileri daha var. İşte Onlar yıllarca dirsek çürüterek, emek vererek okuyan ve üniversite diplomasını eline alan üniversiteli işçiler. Birçoğu yokluklarla önlisans ve lisans mezunu olmuş. İçlerinde doktora, yüksek lisans yapan da var. Kamu kurum ve kuruluşlarında, belediyelerde ve KİT’lerde 4857 sayılı yasaya tabi olarak işçi statüsünde çalışıyorlar.

Toplu görüşmelerden onlarında beklentisi var dedik. Nedir bu beklenti? Statü değişikliği istiyorlar. Zaten kurumlarda çalışıyorlar ama ne şartlarda? Mezuniyetleri dışında çalışanda var, okulda sıra arkadaşıyla aynı işi yapmasına rağmen görevde yükselemeyeni de var. Hatta eş durumundan atama gibi bir lüksleri olmadığı için aile bütünlükleri bozulanı da var.

Yıllardır bekletiliyorlar. 3. dönem toplu görüşmelerinde talepleri madde olarak eklendi ama halen bir adım atılmadı. 5. dönem toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde artık sonuca ulaşmak istiyorlar. İlgili sendikalar konuyu bakanlığın önüne koydular. Onlar da sonuçlanmasını bekliyor.

Her zaman eğitimin öneminden bahseder dururuz. Peki eğitim bu kadar önemliyse bu arkadaşlarımız neden çalıştıkları kurumlarda kendi görevlerinde çalıştırılmıyor? Yıllarca emek vererek aldıkları diplomalarını sadece duvara asmak için mi aldılar? Neden onların gelişimine katkı da bulunmak yerine köreltilmeye mahkum ediliyorlar? Memurların atama, görevde yükselme, tayin vs.vs. hakları var iken neden bu arkadaşlarımız yerinde sayıyor? Bu sorun sadece bir statü değişikliği ile çözümlenemez mi? Bu kadar zor mu? Ne bekleniyor bu sorunun çözümü için?

Reisi Cumhurumuz Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın konuya duyarlı yaklaşacağını ve üniversiteli işçilerin statü değişikliği ile ilgili taleplerini çözüme kavuşturacağını biliyoruz. Çünkü eğitime verdiği önemi görüyoruz. Aileye, aile bütünlüğüne verdiği değeri de söylemleri ve hareketleriyle gözlemliyoruz.

Sözün özüne gelecek olursak;

Üniversite Mezunu İşçiler; statü değişikliği ile memur kadrolarına geçirilmeli ve böylelikle iş barışı için de önemli bir adım atılmalıdır.

Üniversite Mezunu İşçiler; artık işçi olmaktan çıkmalı ve diplomalarına uygun şekilde memur olarak görev yapmalıdır.

Üniversite Mezunu İşçiler; verdikleri emeklerin karşılığını 5. dönem toplu iş sözleşmesi görüşme masasından almalı, vatanına, milletine ve devletine daha da faydalı hale getirilmelidir.

Üniversite Mezunu İşçiler; memuriyet kadrolarına geçirilerek kamuda kanayan bir yara daha kapatılmalıdır.

Ağustos ayı içerisinde sorunun çözümlenmesi ve gerekli düzenlemelerin yapılması dileğiyle…