Doğa ve karavan tutkunlarının heyecanla beklediği KARAVANİST 2024 başladı Doğa ve karavan tutkunlarının heyecanla beklediği KARAVANİST 2024 başladı

Her yıl 21 Kasım’da kutlanan Dünya Televizyon Günü’nde televizyon izlemeye dair çizilen küresel tablo, bu kez yayın kuruluşlarının yüzünü güldürmüyor. Televizyonun 100 yıllık tahtı sarsılırken, yerini hızla dijital deneyimler alıyor. Akıllı telefonlar, tabletler ve bilgisayarlar, salonların baş köşesindeki televizyonları gölgede bırakırken, dijital platformlar tüketicilerin alışkanlıklarını kökten değiştiriyor. Araştırmalar, hem ücretsiz yayın hem de ücretli TV izleyicilerinin 2023’e göre %26 azalırken, online yayın platformu üyelerinin %57 arttığını ortaya koyuyor. Üstelik TV başındakilerin üçte biri de, bu cihazları online platformlara bağlanmak için kullanıyor. 

Küresel çapta ortaya çıkan bu tablo, Türkiye’de de geçerliliğini koruyor. Ülkemizdeki kablolu yayın abonelerinin geçen yılın son çeyreğinden bu yana seyrek düşüşlerle 1,46 milyona kadar indiği kaydediliyor. Günde 3,5 saatlik ortalama TV izleme süresine sahip olan ülkemiz, 5 saate yakın televizyon başında kalan ABD gibi ülkelerin gerisinde kalıyor. Online PR Servisi B2Press’in Kurucu Ortağı Ediz Tokabaş, “Bu durum, medya başta olmak üzere, tüm iş dünyasının pazarlama kampanyalarına ve medya yatırımlarına da yön veriyor. 10 yıldır yüksek sesle konuştuğumuz dönüşüm sürecinde çok daha derin bir kırılma noktasına yaklaşıyoruz” açıklamasını yapıyor. 

“MEDYA, PARMAKLARIMIZIN UCUNDA DÖNEN BİR GALAKSİYE EVRİLDİ”

Dünya genelindeki 5,2 milyar TV izleyicisi bulunduğunu, ancak bu büyük kitlenin TV’yi kullanma alışkanlıklarının yavaş adımlarla değiştiğini belirten Ediz Tokabaş: “Son yıllarda süratle yaygınlaşan dijital dönüşüm, tüketici davranışlarını kökten değiştirirken, geleneksel iletişim yöntemlerinin dönüşmesine neden oldu. Televizyon izleme ve abonelik oranları düşerken, online platformlar yükselişe geçti. Tüm ürün, hizmet ve görsel tüketim malzemeleri parmaklarımızın ucunda dönen bir galaksiye evrildi. Bu durum tüketicilerin gündemlerinin her an farklı merceklere kaymasına yol açarken, iş dünyasının da daha kişiselleştirilmiş, etkileşimli ve ölçülebilir pazarlama kampanyaları yapmasına kapı araladı. Görünen o ki bu değişim, daha çevik, yaratıcı ve bağ kurmayı bekleyen dijital okuryazar topluluklarının oluşmasını da sağladı. Markaların böylesi büyük kitlelerle doğrudan iletişime geçebilmesi için ise bizim gibi iş ve medya dünyası arasında köprü görevi gören online PR servislerine önemli görevler düşüyor” dedi.

“MEDYA, TÜKETİCİ VE MARKALARI AYNI KAREDE BULUŞTURMAK GEREKİYOR”

Online PR servisinin analiz ettiği araştırmalar, özellikle sosyal medyada karşılaştığı içeriklerin geleneksel TV kampanyalarına göre kullanıcılara daha eğlenceli ve dikkat çekici geldiğini gösteriyor. Medya ortamı gelişmeye ve değişmeye devam ederken, yalnızca markaların değil, medya kuruluşlarının da tüketici tercihlerine uyum sağlamak için büyük bir eşikte olduğunun altını çizen Online PR Servisi B2Press’in Kurucu Ortağı Ediz Tokabaş, şu değerlendirmeyi yaptı: “Dijital ekosistemlerin hakim olduğu bir dünyada markaların değer zincirleriyle ayrışması gerekiyor. Dijitaldeki ölçülebilir ve gözle görülen büyüme hikayesi, bir dönüşümün de kanıtı niteliğini taşıyor. Tüketiciler dünyayla bağlantı kurmak için online platformlara yaptıkları harcamaları artırırken, markalar da bir o kadar reklam bütçesi ayırıyor. Öyle ki önümüzdeki 5 yıl içinde reklamcılık sektörünün eğlence ve medya endüstrilerinin yarısından fazlasını oluşturması bekleniyor.” 

Ediz Tokabaş sözlerini şöyle sonlandırdı: “Online medya dünyasında hedef kitleyle sıkı bir bağ kurmak ve tutarlı büyümenin önünü açmak için temel stratejiler etrafında dolaşırken yenilikçi yaklaşımlar geliştirmek gerekiyor. Geleneksel PR stratejilerine meydan okuyan online kanallara yatırım yapmaktan kaçınmayarak medya, tüketici ve markaları aynı karede buluşturmak, çevik bir iletişim yapısının oluşturulmasını sağlıyor. B2Press olarak biz de, online kanallar ve markalar arasındaki bu bağlantı yollarını basın bültenleri aracılığıyla kısaltıyoruz. Markaların hedef kitle ve topluluklarının karşısına güçlü bir kimlikle çıkmasına olanak tanıyor, güçlü bir online PR stratejisi ortaya koymalarını sağlıyoruz.”