Türk Oftalmoloji Derneği Translasyonel Tıp ve Yapay Zeka Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Hakan Özdemir Ulusal Kongre kapsamında yapay zeka teknolojisinin gelişimi ve göz sağlığına etkileri ile ilgili değerlendirmelerini aktararak şunları söyledi: “Yapay zeka her alanda olduğu gibi tıpta da büyük bir dönüşüme yol açacak. Görsel unsurların, görüntüleme tekniklerinin ve mikro cerrahinin ön planda olduğu oftalmoloji de bu alanların başında geliyor. Biz de Türk Oftalmoloji Derneği olarak bu büyük dönüşüm sürecini yönetebilmek için dernek bünyemizde kurduğumuz Translasyonel Tıp ve Yapay Zeka Komisyonu öncülüğünde yapay zeka alanında üyelerimize eğitimler veriyoruz, gelişimlerine farklı alanlarda destek sunuyoruz. Komisyon olarak yeni yapay zeka destekli destekli yazılımlar, programlar geliştirmeye çalışıyoruz.
Bazı ülkelerde kullanılan yapay zeka özellikle diyabetik retinopati (toplumda çok fazla körlüğü neden olan göz hastalığı) teşhisinde çok yüksek oranda hatta yüzde 99'un üstünde doğruluk payıyla teşhis koyabiliyor. Doktordan bağımsız oldukça kolay bir şekilde sadece bir fotoğraf çeker gibi bunun teşhisini koymanız yapay zekayla mümkün. Diyabetik retinopati, çok önemli bir toplum problemi. Şeker hastalarının gözünün arka kısmında oluşan kanamaları gösteren bir problem. Körlüğe sebep oluyor hatta gelişmiş toplumlarda en önemli körlük sebeplerinden birisi. Bu hastalıkta erken teşhis çok önemli. Erken teşhis koyarak hastalığın daha körlük aşamasına gelmeden durdurulabilme olanağı var."
YAPAY ZEKA İLE YURTDIŞINDAKİ BİR HASTAYI BİLE TEDAVİ EDEBİLECEK DURUMA GELEBİLİRİZ
Hakan Özdemir sözlerine şöyle devam etti : Yapay zeka teknolojileri bu hızla devam ederse belki 10 yıl içinde çok uzaktaki, farklı ülkedeki bir hasta bile yapay zeka destekli robotik teknolojiyle tedavi edilebilecek hale gelecek. Bu teknolojiyi yakından takip ediyoruz. İki yıl önce Translasyonel Tıp ve Yapay Zeka Komisyonu'nu kurduk. Çok fazla teknolojiye bağımlı bir branşız. Komisyon olarak hem eğitim veriyoruz hem yeni datalar, yapay zeka destekli yazılımlar, programlar geliştirmeye çalışıyoruz. Görsel datalar ön planda, yapay zeka insandan çok daha iyi görüp, tanımlayabiliyor. Özdemir, mikron seviyesinde çözünürlükteki şeyleri okuyabilmek için insanın yıllarca eğitim alması gerekirken yapay zeka destekli göz tomografisinin doğru datalarla en iyi göz doktoru kadar iyi teşhis koyabildiğini belirtti.
YAPAY ZEKA KİŞİYE ÖZEL TEDAVİ YÖNTEMLERİ OLUŞTURULMASINDA KİLİT ROL OYNUYOR
Prof. Dr. Hakan Özdemir yapay zeka teknolojisinin kişiselleştirilmiş tıp dönüşümünde çok kritik bir özelliğe sahip olduğunu söyledi. Türk Oftalmoloji Derneği olarak tıp alanında yapay zekaya verdiği önemi gösteren, bu konuda komisyon kurarak çalışmalar yapan ilk derneklerden biri olduklarını paylaştı. TOD Translasyonel Tıp ve Yapay Zeka Komisyonu’nun temel amacı olan eğitim dışında, çeşitli hastanelerin ya da üniversitelerin göz bölümleriyle birlikte hareket ederek ve ortak veri oluşturarak daha kaliteli çalışmalar yapabilmelerinin önünü açmaya çalıştıklarını ifade etti. Verilerin kullanımı ile ilgili hukuki süreçler konusunda Türk Oftalmoloji Derneği üyelerine hukuki danışmanlık sağladıklarını aktardı.
GENÇ OFTALMOLOGLARA UYGULAMALI YAPAY ZEKA KURSLARI
Özellikle genç oftalmologlara yönelik uygulamalı yapay zeka kursları düzenlediklerini paylaşan Prof. Dr. Hakan Özdemir şunları söyledi: “Dernek üyelerimizin gerek duydukları yerlerde algoritma geliştirecek ekiplerle temas kurmalarına yardımcı oluyoruz. Komisyon üyelerimiz oftalmoloji dışındaki alanlarda da yapay zeka dönüşüm süreçleri ile ilgili konuşmalar yapıyor, konferanslar veriyorlar. Bu sayede tıp içi ya da tıp dışı diğer disiplinlere de katkı sağlıyoruz.”
YAPAY ZEKANIN GÖZ SAĞLIĞI ALANINDA GELİŞİMİ İÇİN ÇALIŞIYORUZ
Prof. Dr. Hakan Özdemir yapay zeka teknolojilerinin oftalmolojideki uygulamalarının bazı etik ve pratik sorunları da beraberinde getirdiğinin altını çizdi. Yapay zeka sistemlerinin karar verme süreçlerinin şeffaflığı, veri gizliliği ve algoritmaların olası yanlışlıkları, bu teknolojinin güvenilirliği ve kabul edilebilirliği konusunda soru işaretleri yarattığını paylaştı. Hakan Özdemir açıklamalarına şöyle devam etti: “Bu sistemlerin eğitilmesi için gereken geniş ve çeşitli veri setlerinin oluşturulması, farklı etnik gruplardan ve coğrafyalardan yeterli verinin toplanması gerekliliğini doğurur ki bu da kendi başına bir zorluktur. Ayrıca bu sistemlerin pratik hayatta kullanımı ile ilgili önemli bir hukuki geçiş sürecine ihtiyaç duyulacaktır. Bu bağlamda yapay zeka teknolojileri geliştiren tarafta yer alarak hukuki altyapıların ortaya çıkmasında görev alacak şekilde kendimizi hazırlıyoruz.”