Toplum olarak ne hallere geldik. Her şeyi yanlış anlıyoruz. Yazılan, çizilen, söylenen sözler kulaklarımızda mutasyona uğruyor adeta yeni tip koronavirüsün uğradığı gibi. Özellikle koronavirüsü salgını çıktı çıkalı daha da yanlış anlar hale geldik.

Elbette ki bu zorlu günleri atlatacağız. Elbette ki yarınlar bizim için salgından dolayı biraz sıkıntılı geçecek. Ama ne badireler atlattık. Bu da geçecek…

Şimdi… Bu yazı nereden çıktı diye soranlarınız olabilir. Anlatacağım şimdi. Pür dikkat okuyun aman ha! Sonra yazdıklarımızda mutasyona uğramasın…

Sosyal medyada gezerken Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin bir paylaşımı dikkatimi çekti. Belediye Başkanı Sayın Vahap Seçer, koronavirüs salgını nedeniyle zor günler geçiren esnafa bir nebze de olsa merhem olabilmek adına Belediye’den alacağı olan, yani belediyeye iş yapmış ve bu iş karşılığında faturasını kesmiş esnafa, alacakları karşılığında toplam 15 Milyon TL’lik bir ödeme yapacaklarını duyurmuş. Ödemeler yarın başlayacakmış…

Buraya kadar her şey normal. İş bu paylaşımın altına yapılan yorumlarla başlıyor. Anlat anlatabilirsen…

Diyebilirim ki yorum yapanların yüzde 90’ı olayı yanlış anlamış. Sanki Belediye esnafa karşılıksız yardım yapacakmış gibi bir pozisyon çıkmış ortaya metni tam okumadıkları için. Aslında metin okunsa bir sorun yok… Yardım ve para kelimeleri o kadar işlemiş ki beynimize, destek kelimesini bile “Bize de yok muuuuu?” diye bağırarak anlıyoruz.

Şimdi paylaşımda ne yazıyor bakalım:

“Esnafımıza bu zor günlerde yardımcı ve destek olmak üzere, belediyemizden alacağı olan toplam 15 Milyon TL’lik ödemeyi yarın yapıyoruz. Zor günleri hep birlikte aşacağız.”

Bakın vurgulu noktayı kalın ve kırmızı renkte yazdım ve paylaşımın görselini de ekledim. Demek ki neymiş sadece belediyeden alacağı olan esnafa ödemeleri yapılacak. Yani ekstra, hadi biz bir yardım yapalım maksadıyla ortaya çıkan bir durum değil.

Aslında tüm bu sorunlar; millet olarak okuma alışkanlığımızın olmamasından kaynaklanıyor. Birşeyi okurken kalın ve büyük harflerle yazılan kısımları okuyoruz. Bu nedenle de asıl mesajı kaçırıyoruz.