Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 21 No’lu Denizyolu Taşımacılığı ve Destek Hizmetleri Meslek Komitesi Meclis Üyeleri, MIP’nin fiyat politikalarını ve sektörü etkileyen bir takım uygulamalarını yeniden gözden geçirmesini istiyor.
MTSO 21 No’lu Denizyolu Taşımacılığı ve Destek Hizmetleri Meslek Komitesi Meclis Üyeleri sektöre ilişkin değerlendirmeler yaptı. Üzerinde öncelikli durulan konu MIP’nin çalışmaları oldu. MIP’nin gerek farklı uygulamaları gerekse yüksek fiyat politikaları nedeniyle son 10 yıldır komşu illerden gelen yüklerin çevre illerdeki diğer limanlara kaydığını anlatan Meclis Üyeleri, ithalat yüklerinin büyük bölümü ile dökme yüklerin de Mersin’e gelmez olduğunu bildirdi. Bu durumun yalnızca deniz ticareti yapan firmaları değil, gümrükçülerden, lojistikçilere, sanayiciden, akaryakıtçıya kadar tüm sektörü olumsuz etkilediğine dikkat çeken Meclis Üyeleri, kent ekonomisinin yeniden canlanması, kaybedilen işlerin geri alınması için MIP ile uzlaşı bekliyor.
Damla: “Ekonomik olarak şehir kaybediyor”
Komite Meclis Üyesi ve Altun Damla Nakliyat Sahibi Mehmet Azmi Damla, MIP’nin farklı politikaları nedeniyle ekonomik olarak tüm şehrin kaybettiğini söyledi. Mersin’in bir lojistik kent olduğunu hatırlatan Damla, “Aslında sorunlarımızı uzunca bir süredir dile getiriyoruz ancak maalesef çözüm bulmakta zorlanıyoruz” dedi. Mersin Limanı’nda özellikle dökme yüklere hiç önem verilmediğini, konteyner ağırlıklı çalışıldığını kaydeden Damla, bu yüklerin büyük bölümünün de şehir dışındaki limanlara kaymasının sıkıntısının yaşandığını anlattı.
MIP’nin görüşünü, beklentisini tam olarak bilemediklerini kaydeden Damla, şöyle konuştu:
“MIP yeri yok diye mi, ekipmanı yok diye mi yoksa istemediği için mi bir takım hizmetleri vermiyor bilemiyoruz. Ancak Adana’dan gelecek yükler için farklı illerdeki limanlar tercih edilmeye başlandı. Osmaniye ve Hatay’ı zaten kaybettik. Ancak artık Gaziantep ya da Kahramanmaraş gibi kentimiz lojistik sektörünü ciddi anlamda hareketlendirecek bölge yüklerini de kaybediyor olmamız kabul edilebilir gibi değil. Gerçekten büyük sıkıntı yaşanıyor. MIP bize ne istediğini açık şekilde anlatmalı. Mersin olarak sadece onların istediği işleri yapmasına göz mü yumacağız yoksa kentimizin ihtiyaç duyacağı işler için kaynak ve yer ayırmasına teşvik mi etmeliyiz?”
Maliyetlerden de şikayetçi olan Damla, herkesin ucuz nakliye imkanlarını araştırdığını durum böyle olunca da piyasada araç bulmakta sorun yaşandığını söyledi. “3 saatlik iş 16 saatte yapılır oldu” diyen Damla, istenen ücretlerde araç bulunamadığını vurguladı. Mazotun pahalı olmasının da nakliyede sorun oluşturduğunu dile getiren Damla, “Herkesin taahhütleri bulunması nedeniyle bunu yerine getirmek adına pandemi de olsa sektörde hareket yaşandı ancak önümüzdeki süreçte de bu hareket devam eder mi kestirmek zor” değerlendirmesini yaptı.
Sevim: “Hedeflere ulaşmak için mevcut müşteri görmezden geliniyor”
Komite Meclis Üyesi ve Arma Depolama Liman Hizmetleri Sahibi Alkaan Sevim de liman faaliyetlerinde son 10 yıldır artan sorunlara dikkat çekti. MIP’nin politikalarını, hedeflerini anlamakta zorlandıklarını vurgulayan Sevim, “MIP transit liman olma arzusu ile hareket ederken elindeki mevcut müşterilerinden oluyor. Mevcut müşterilerini kaybetmemek için hiçbir çaba içinde bulunmamasını ise anlamakta zorlanıyoruz. Çünkü liman mevcut müşterilerini kaybettiğinde kentte lojistik sektörüne hizmet veren birçok firma da müşterilerini kaybediyor ve kent ekonomisi olumsuz etkileniyor” dedi.
10 yıl öncesine kadar MIP’nin Mersin’in tüm hinterlandında yer alan iller için tek çıkış kapısı olduğunu hatırlatan Sevim, şu değerlendirmeleri yaptı:
“MIP’nin Mersin’in çevresindeki ithalat ve ihracatçılara hizmet vermek yerine Türkiye’nin dışındaki ülkelere hizmet verme hedefi kent esnafını olumsuz etkiliyor. Çünkü Mersin’e gelecek olan yükler daha rekabetçi limanlara kayıyor. Diğer limanların bekleme süreleri olsun, ardiye ücretleri olsun çok daha uygun. Fabrikalar liman seçerken doğal olarak karayolu maliyeti yanında ödeyecekleri limancılık ücretlerini, ücretsiz geçiş günlerini, ardiye sürelerini de göz önünde bulunduruyor. Üstelik kara yolu nakliye farkı yüksek olsa da uygun limancılık ücretleriyle rekabetçi yapı korunabiliyor. MIP çok fazla rekabete girmeden, çok fazla yatırım yapmadan, fazla zahmete katlanmadan Türkiye’nin olağan ihracat artış hızıyla çalışmalarını devam ettirebileceğinden emin. Ancak aynı durum çevre esnaf için geçerli değil ve bizler sıkıntı yaşıyoruz.”
Geçmişte Mersin’e yüzlerce, binlerce konteynerlik ithalat yükü geldiğini hatırlatan Sevim, “Bugün ise gemi maliyetleri, ardiye süreleri, freetime’ların uygunluğu nedeniyle başka limanlara gidiyor. Aynı şekilde geçmişte bölgemize gelen dökme yüklerin de büyük bölümü diğer limanlara yöneliyor. Durum böyle olunca kentimizdeki kamyonculardan gümrükçüye, elektrikçiden, lastikçiye herkes yaşananlardan olumsuz etkileniyor. Bu işleri diğer illerdeki firmalar sahipleniyor. Oysa limana gelen yükler bizim işimizdi” diye konuştu.