Bayramlar birliktir, kardeşliktir. Küskünlerin barıştığı, mutluluğun ve huzurun doruğa çıktığı günlerdir. Sabah kılınan bayram namazının ardından sevdiklerinle kucaklaşmak, uzun zamandır görmediğin, göremediğin eş, dost, akrabaları görmek, hal hatır etmek ve hasret gidermektir. Evlatlarınla, torunlarınla geçmişi yad etmek, ölenlere rahmet dilemek, dua göndermektir.
Bayramlar böyle özel günlerdir. Ama bu Kurban Bayramında acıyı yaşadık.
Evet; Mübarek Kurban Bayramı’nın bugün son gününü idrak edeceğiz. Tatlı bir telaşla girdiğimiz bayram maalesef üst üste gelen haberlerle acıya dönüştü. Ülkemizin ciğeri olan ormanlarımız yangın yeri adeta. Ekipler canhıraş mücadelelerle orman yangınlarını söndürmeye çalışıyor.
Eskişehir, Mersin, Malatya, Şanlıurfa, Bursa, Kars, Kütahya, Edirne, Çanakkale, Marmara Adası, Balıkesir, Antalya, Burgazada, Kartal’da çıkan orman yangınları hektarlarca ormanlık alanımızı, binlerce ağacımızı yok etti. Bizleri adeta oksijensiz bıraktı.
Bir yandan orman yangınları ile mücadele eden ekipler birçok ilde de ev, arazi, işyeri yangınları ile mücadele etmek zorunda kaldı.
Yangınlarla uğraşırken diğer yandan da aşırı hız, dikkatsizlik ve acemilik sonucu her bayramda yaşadığımız trafik kazaları can ve mal kayıplarına neden oldu.
Kötü bir yazı kaleme alıyoruz hiç hayırlı bir şey yok yazımızda maalesef. Sizlere bayramın güzelliğini anlatmak isterdim ama görüldüğü gibi birçok noktada can evimizden vurulduk adeta.
Bu da yetmezmiş gibi Avrupa’nın birçok ülkesinde bayram namazında camilere saldırılar düzenlendi ve yüzlerce insan sırf Müslüman oldukları için katledildi.
Bir de bunun üstüne acemi kasaplar eklendi. Bayram namazı sonrası kurban kesmeye çalışan binlerce acemi kasap kendini doğradı ve acillerin yolunu tuttu.
Yani anlayacağınız neresinden tutsak elimizde kaldı bu bayram.
Bu bayram her türlü ciğerimiz yandı…