Hayattan yorulup biraz dinlenmek mi istedik? Veya kendimizi ödüllendirip şımartmak mı? Belki bir sıkıntıdan kurtulmak Belki de yalnızca mutlu hissetmek. İşte tüm bunlar için her insanın mutlaka bir gün yanaştığı veya yanaşacağı bir limandır çikolata, Aslında tek kelime ile ifade edecek olursak bir tutkudur :)
Herkesin fanatiği olduğu bir marka bile vardır veya bir çeşidi. Kimisi bitterden vazgeçemez kimisi de beyaz çikolatayı ağzına sürmez. Bazıları da var ki sofrasından ekmeğe sürülen o meşhur kavanoz çikolatayı eksik etmez. Kahvenin en yakın arkadaşı, tatlı krizlerinin elebaşı, depresyonların ilacı, bayramların, tatlı sohbetlerin vazgeçilmezidir çikolata. Ana maddesi kakao olan bu eşsiz besin araştırmalara bakmaya gerek bile kalmadan kadınlar tarafından daha fazla sevildiği ve bir tutku haline geldiği reddedilemez bir gerçektir. Biraz nedeninden bahsedecek olursak da kadınlarda östrojen hormonunun erkeklerden daha fazla olması ve böylelikle daha duygusal olmalarından dolayı çikolata eşittir kadındır aslında. İçerisindeki seratonin denilen nörotransmitter sayesinde de kendimizi daha iyi hissetmemizi sağlamaktadır. Biraz ansiklopedik bilgilere geçecek olursak:
Çikolata Theobroma cacao ağacının meyvelerinden elde edilmektedir. Latinceden çevrildiğinde ''Tanrıların Besini'' olarak bilinen 4-10 metreye kadar gelişebilen ve yılda 2 kez ürün veren bir bitkidir. 35 cm'e kadar olgunlaşan meyvelerinin her birinde 20-40 adet kakao tohumu bulunmaktadır.
Bitkiyse sağlıklıdır. Sağlıklıysa dilediğimiz kadar yiyebilir miyiz? Elbette hayır :(
Tarihçesinden bahsedecek olursak bu günümüz dertlerine deva besini bulan Olmeklerde, gelecek nesillere aktaran Aztekler ve Mayalarda kakao, yalnızca kraliyet ailelerine layık görülen bir içecek olarak tüketilirdi, şimdiyse her insanın kendisine verdiği küçük bir ödül. Her güzel şey bir gün bitiyorsa, her seven bir gün gidebiliyorsa, sağlığa yararlı olabilen her besin de belli bir miktardan sonra zararlıdır. Yazıya biraz daha duygu kattıktan, iştah kabarttıktan sonra şimdi gelelim kakao çekirdeklerinden çikolatanın yapım sürecine.
Çikolata Yapımı:
Çekirdekler birkaç gün muz yaprağında mayalandırılır. Daha sonra güneşte kurutulur. Temizlenen kakao çekirdekleri kavrulur ve öğütülür. Macun elde edilir. Preslenerek kakao ve kakao yağı elde edilir. Kavrulmuş kakao parçaları şekerle karıştırılır. Hamur haline getirilir. Hamur ince çikolata tabakalarına dönüştürülür. Kakao yağı katılarak yumuşatılır. Çikolata yumuşak ve pütürsüz hale getirilir. Sıvıya dönüşen çikolata kalıplara dökülür ve soğutulur.
Biraz da artık sağlık konusuna girelim ve çikolatanın 300’den fazla olan bileşenlerinden birkaçına bakalım:
Çikolata Bileşenleri:
300’den fazla bileşen içermektedir.
Kafein: Neredeyse hergün tükettiğimiz kahveden ve çaydan sıklıkla duyduğumuz kafein çikolatada da bulunmaktadır. Kafein adenozine benzer yapıdadır. Adenozin ise beyinde uyku ve yorgunluk veren bir bileşiktir. Kafein alımı durumunda kafein adenozinin yerine geçerek uyku ve yorgunluğu önlemektedir. Böylelikle daha zinde ve canlı hissetmek için çikolataya başvururuz.
Teobromin alkaloidi: Teobramin; morfin, nikotin ve kokaine benzer yapıda bir bileşiktir ve uykulu olma halini azaltmakta, astım ve öksürüğü baskılamaktadır. Bitter çikolatada bulunan Teobromin molekülünün öksürüğe karşı etkili olduğu, boğazdaki kaşıntıyı ve inatçı öksürüğü engellemesiyle bizi rahatlatır. Tabi ki bitter çikolatayı aşırı bir şekilde tüketmemek gerekiyor. Öksürüğü kesmek için bitter çikolatanın bir parçası yeterli.
Anandamit: Acı ve depresyonu yenerek mutluluk verir. Bu özelliğinden dolayı terk edilmelerin ve depresyonların ilk ilacı çikolatadır. Ama acımız var diye sınırsız değil tabiî ki önerilen miktarda tüketmekte fayda var.
Feniletilamin: Aşık olunca salgılanan hormonlara benzer hormonları salgılatarak canlılık ve mutluluk verir. Yani aşık olduğunuz insana mutluluk vermek için veya aşıksınız diye mutlu olmak için bir parça çikolata. Yerse sizindir, yemezse zaten hiç sizin olmamıştır.
Polifenoller: Vücutta serbest radikalleri nötralize ederek antioksidan etki göstermektedirler. İyi huylu kolesterolü ve beyinde kan akışını arttırmakta ve damar sertliğini azaltmaktadır. Antioksidan özelliğinden dolayı kahve gibi kanser hücrelerinin çoğalmasının önüne geçmektedir. Aynı zamanda damarlarda taşınan oksijen miktarının artmasıyla zihin faaliyetlerinin arttırır ve enerji sağlar. Antioksidan öğelerden zengin, kalp damar dostu diyebileceğimiz çikolatanın içerisindeki kakao oranı ne kadar yüksekse yediğimiz çikolata sağlığımız için o kadar faydalıdır.
Tabii içerdiği bu bileşenlerin faydalarının yanında birçok zararı da vardır masum gibi görünen tatlı çikolatanın. Kakao oranı ne kadar yüksek de tercih etsek içinde yağ bulundurmaktadır ve yağ demek vücuda alınan fazla kalori demektir. Küçük bir parçasıyla aslında yararlı olabilecekken yarattığı bağımlılıkla, aşırıya kaçmalarla obeziteye kadar götürebilir. Aşırı çikolata tüketimi çocuklarda da görülmektedir. Gerek diş sağlığı gerekse obezite ve diğer hastalıklardan dolayı anne babaların bu konuda son derece dikkat etmeleri gerekir. Yüksek yağ ve kalori içermesi sebebiyle haftada 2-3 kez 2-3 kare tüketilmelidir.Yazıyı hazırlamakta bana yardımcı olarak akademik bilgileri ileten Diyet Kapımda Diyetisyen ve stajyerlerine teşekkür ederim.