Kızılcıkların kızardığı bir zamandı düğünleri yapıldığında. Kırk beş seneyi geçti de, fazlasını tam olarak bilemiyordu. Ne kadar çabuk geçmişti zaman diye düşündü önce, sonra da bir ah çekti derinden. Kendi kendine güldü ve yöreye has olan bir türküyü kısık sesle söylemeye başlayıverdi:
Kızılcıklar oldu mu
Çinilere doldu mu
Yolladığım çoraplar
Ayağına oldu mu?
Gözlerinin hareleri büyüyüverdi birden ve sonra “vay be gençlik vay” diyebildi ancak. Ne düşünürdü şimdi, bir tek o biliyordu. Gözleri önüne serilen, bu zaman içerisindeki geçen tüm hadiseleri anımsamıştı. Yalnız bir tanesi vardı ki, bu günkü gibi canlıydı hala hafızasında. Biricik köyü ve çocukluk yılları…Yeşil Bursa unutturamadı geçmişini.
Bütün olumsuzluklara ve sefilliğe rağmen acı tatlı anıları depreşti hayallerinde. Köyü esir almıştı şu an onu ondan habersiz. Dört bucağını bir solukta kıvranmıştı bile. Hele de rengarenk çiçeklerin açtığı yamaçlar ve Balkan dağlarında Kızılcık ağaçlarının muhteşem güzelliği yüreğini garipsetmişti ki, gözleri yaşarıverdi aniden. Çiçeklerden yaptıkları demetler tekrar önüne serildi sanki, elleriyle okşamak geçti Fatma teyzenin içinden. Sonra tütün tarlaları geldi aklına, dizlerine bacaklarına ağrılar sızılar bırakan…
Sakar Balkan dikeliverdi karşısına, alt tarafta Gerlova ovasında Türk köyleri sıra sıra diziliydi bir zamanlar, tespih boncukları gibi . Kaderleri kara değildi de, Todor Jivkov komünizm rejimi kapkara yapmıştı. Boydan boya adım adım bilirdi buralarını o. Köy köy bağ bahçe tarla işleri yapmıştı Gerlova köylerinde…
Kooperatif işleri adeta Arap saçına dönüştürülmüştü bilerek veya bilmeyerek. Her bir yetkili kendi kafasına göre emir verdiğinden ileri gelirdi randıman düşüklüğü. Türklükle alay edilirdi iş esnasında bile. Hatta bir seferinde eşarplı ve şalvarlı kimse işe çıkmasın denmişti. Gururlu Türk kadınları ve kızları bir gün sonra işe çıkmayıverdi. Baltayı taşa vurduklarını dank ettiler. Gerisi geri adım atmak mecburiyetinde kalmışlardı idareci tayfası. Yeni sistemde yenilikmiş meğer, Türk gelenek ve göreneklerinden bir çırpıda vazgeçmek. Taviz verilmedi, kalpler kırıldı, kara bulutlar sarmıştı Türklerin yaşadığı Gerlova diyarını...
Esen kalın.
Eşref ÖZGÜR- Akdeniz Balkan Türkleri Federasyonu Bilim Danışma Kurulu Üyesi.