Balkan Türkleri, Trakya ve Anadolu coğrafyasına Cumhuriyet kurulmadan önce de göç ederek gelmişlerdir. Bunun başlıca sebeplerinden birisi kanımca, Balkanların ve bilakis Bulgaristan topraklarının Osmanlı - Rus savaşı sonrası kaybedilmesi olmuştur. Plevne veya Şipka muharebesi olarak tarih sayfalarına (1877-1878) 93 habi olarak geçmiştir. Plevne kenarında bulunan vadinin ismi "Martva Dolina" yani Ölüler Vadisi olarak da Türkçe isimlendirilebilir. Türk-Rus kuvvetlerinin burada kanlı çarpışmalar yaptığını bugün bu vadi şahit olmaktadır. Bir Bulgaristan Türk'ü olarak bendeniz 1971/1973 yıllarında bu tarıhi Plevne Şehrinde askerlik görevimi yaptım. Osmanlı Mimarisinin eserleri hala mevcut olup, "Kayalık" mesire alanı hala Türkçe olarak isim yapmış ve şehrin önemli bir ziyaret yeridir...
Gazi Osman Paşa, Plevna savaşında mağlup olmasına rağmen Tarih sayfalarına bir büyük Kahraman "Gazi" olarak geçmiştir. Tokat doğumlu olan bu eşi benzeri asla olmayan Gazi Osman Paşa'yı Bulgaristan Türk'ü öz be öz kendilerinden bir Paşa gibi bilirler ve canları kadar severler. Bu sevgiden dolayıdır ki kendilerine "OSMAN PAŞA" Marşı yazılmıştır...
İlk göç, Türk askeri Trakya'ya doğru çekilirken peşinden gelmiştir. Bir nevi askerine moral da olmuştur bence. Ayrıca Balkan topraklarında artık "ESİR"olarak kalmak istemeyenler öncü olmuşlardır. Bu tarihten sonra onlarca GÖÇ kafileleri değişik tarih ve mevsimlerde Trakya ve Anadolu'ya yerleşmişlerdir...
Akdeniz'in incisi Mersin'e göç eden Balkan Türkleri, en yoğun olarak 1950 yılında İskanlı Göçmen olarak getirilmişlerdir. İstanbul'dan Mersin - Taşucu Limanına gemi ile yolculuk günlerce sürmüş . Bir kısmı Gülnar köylerine taksim edilirken,Silifke köylerine iskan edilenler de var. Başka gruplar da Mersin'in merkez köylerine verilmiştir. Belirli bir plan esasına dayanarak yapılan iskanlı göçmen Türkleri, Çukurova bölgesinde Adana iline bağlı çok geniş bir alana (köylere) yerleştirilmişlerdir. Şimdi Osmaniye iline bağlı Kadirli ve Mustafabeyli kasabaları dahil onbinlerce Bulgaristan Türk'ü iskan edilmiştir...
Daha sonraki yıllarda Sosyalist sistemin getirdiği eziyet ve katliamlar Bulgaristan Türk ahalisini Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırlarına itti ve ne pahasına olursa olsun Komünist Karl Marks - Engels - Lenin - Brejnef -J. Tito - G.Dimitrof- T.Jivkof- diktatörlüğünden kurtulma yollarına baş vurdular. Bu göçlerin bir kısmı "Serbest Muhacir" olarak nitelendirildi, bendeniz bu vasfa dayanarak (1978) yılında göç edip gelenlerdenim. Yani kendi imkanlarıyla ve akraba yanlarına yerleşenlerdir. "Soydaş" göçmenleri ise, birnevi mülteci niteliğindedirler. Kişiler veya aileler diledikleri yere yerleştiler. Göçler hangi statüye bağlı olursa olsun, Büyük Türk Milleti (Devleti), ))heppisine sahip çıkmıştır... Teşekkürler!
"Ne mutlu Türküm diyene"
Devam edecek…
Eşref ÖZGÜR- Akdeniz Balkan Türkleri Federasyonu Bilim Danışma Kurulu Üyesi.
Esen kalın.