AK Parti iktidarı kabul edelim etmeyelim ulaşılması güç ve 100 yılda beklenebilecek büyük dönüşümü 20 yılda gerçekleştirdi.
Bu sonuç her iktidara nasip olmayacak bir başarı hikayesi…
1970’li yıllara tam olarak şahitlik edemesek de 80’li ve özellikle 90’lı yıllara şahitlik eden bizler ülkemizi son 20 yılla kıyasladığımızda büyük başarı hikayelerine şahitlik ettik.
Gelinen noktada tüm dünyada hissedilen ekonomik türbülans bizde de önemli hasarlar bıraktı, bırakmaya devam ediyor.
20 yıllık iktidarın getirdiği metal yorgunluk Cumhurbaşkanı Erdoğan nezdinde ilk günkü heyecan ve coşku düzleminde çok fazla bir şey hissettirmese de teşkilatlarda büyük bir tükenmişliğe kapı araladığını görüyoruz.
Öncelikle 2023’e koşar adımlarla giderken üzerine ölü toprağı serili teşkilatların çok geçmeden yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor.
2023 kritik bir seçim… Bugüne kadar her seçime kendimizce kritik bir anlam yükledik.
Ancak bu kez başka…
Bu seçim gerçekten iliklerimize kadar hissedeceğimiz kritik bir BEKA seçimi…
Zira bu seçimin tarafgirleri sadece ülkemizin seçmen ve siyasi parti unsurları değil ABD ve Fransa, Almanya, İsveç, vb. gibi PKK ve FETÖ’nün cirit attığı ülkeler ile bu ülkelerin kullanma kılavuzları PKK, FETÖ gibi aparat örgütlerde tüm güçleriyle 2023’ü bekliyor.
İsrail, Suriye, Yunanistan’ın bölgesel güç olarak yerini tescillemiş Türkiye’nin küresel olma mücadelesinde sorun yaşayacağı telaşı ile Erdoğan’ın kaybetmesi için neleri feda edebileceklerini düşünmek gerekiyor. Hatta zaman zaman görüştüğümüz İran’ın bile Türkiye’nin küresel güç olma mücadelesinde Erdoğan’ın kaybetmesi için nelerden vazgeçebileceğini iyi hesap etmek gerekiyor.
Neden mi? Yerine gelebilecek muhalefet genel başkanlarından kim gelirse gelirsin Erdoğan kadar dik duramayacağını onun kadar bu coğrafyaya hükmedemeyeceğini biliyorlar.
Koltuk davası güden millet ittifakı ve seçmeninin hakkını teslim etmek gerekiyor. Düşünebiliyor musunuz?
On bir seçim kaybedip hala koltuğunda oturan bir ana muhalefet genel başkanına sabreden bir CHP seçmenini var. Ve bu dik duruşu alkışlamak gerekiyor.
Bunun dışında ittifakın DEVA ve Gelecek Partisi gibi itibarlarını sıfırlamış partileri bir tarafa bırakırsak muhalefetin diğer partilerinin seçmen duruşunu da alkışlamak gerekiyor.
Zira ana muhalefet başta böyle liderlere sabreden peşinden giden bir seçmen psikolojisinden bahsediyorum.
Oysa tüm bunlara rağmen ülkenin son 20 yılında devasa projelerle destan yazan bir iktidarın teşkilatlarında, seçmeninde bir gevşeklik ve rehavete tanıklık ediyoruz.
AK Parti bir dava partisidir.
Dava, kalpten inandığınız yürekten omuz verdiğiniz bir fikri yalpalamadan, takatsiz bıraksalar dahi sendelemeden yılgınlık göstermeden savunma şiarıdır…
Gelinen noktada AK Parti ve MHP’nin dava şiarı özünde ‘’ ülke ve millet’’ davasıdır.
Özünde diyorum çünkü özünde AK Parti lideri Cumhurbaşkanı ERDOĞAN ve MHP Lideri Bahçeli’nin yaşadığımız bu ekonomik türbülans iç ve dış muhalefetin dur durak bilmeyen salvolarına karşı sarsılmaz duruşunu, garip gurabayı pahalılığa, enflasyonist baskıya ezdirmeme gayretlerini gıptayla izliyoruz.
Ancak liderlerin bu dik duruşu yanında bir de etrafındaki ‘’sözde dava’’ sahiplerinin bu zor zamanda ortama kamufle olma, muhalefet baskılarına karşı dut yemiş bülbüle dönme tepkisizliklerine tanıklık ediyoruz.
Kendilerine iktidar partisinin Genel Başkanının ildeki temsilcisi sıfatı yüklenmiş İl Başkanı veya teşkilat mensuplarından herhangi birilerinin çıkıp bırakın yazılı veya görsel basına mülakat vermeyi ellerinin altındaki sosyal medyada dahi bu davayı savunmak adına bu sürece omuz verme tepkisizliklerine şahitlik ediyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 20 yıllık icraat paylaşımlarını sosyal medyada özellikle yaklaşık yüzde 15'e ve 7,5 milyon civarı ilk kez oy kullanacak genç seçmen kesimine hitap edecek şekilde kurgularken, İl ve bazı İlçe teşkilatlarının bu gibi çabalardan uzak 2023 için dişe dokunur bir şey koyamamalarını hayretle izliyoruz.
Oysa Türkiye yaklaşık son 10 yıldır olağanüstü bir süreçten geçiyor ve 2023 gerçekten hiç olmadığı kadar kritik bir seçim…
Kolay zamanda herkes kendince bir dava sahibidir…
Ancak gerçek bir dava sahibi iseniz her türlü zora ve cefaya direnir koruyucu ve kollayıcı güce ihtiyaç duymazsınız.
Gerçekten bir davaya inanıyorsanız inandığınız yolda önünüze çıkan güçlükler sizi sarsmış, hırpalamış olsa dahi yolu yürümeyi bırakmaz güzergahı terk etmezsiniz.
Zira Gül’e giden yol dikenli olur.