Yerel siyaset, genel siyasetin lider bazlı kapsayıcı şekilselliğinden ayrılır. Yerel politikte seçmenler siyasal tercihlerini ağırlıklı olarak partilerin siyasal liderler profilinden ziyade yerele namzet siyasal aktörlerin topluma vermiş olduğu “algı stoğu” üzerinden kullanırlar.
Bunun doğal sonucu olarak ta yerel siyasal kişiliklerin sosyolojik profilleri ve siyasal retorikleri yanında yerel zeminde etkilendikleri olumlu veya olumsuz duygusallıkları seçmen davranış biçimlerini ön plana çıkartır.
Yerel siyasette hizmet olarak Mersin ve özellikle merkez ilçeler, çok zaman kaybetti.
Mersin’in hak ettiği yere gelebilmesi, kaybedilen onlarca yılı telafi edebilmesi için seçmen kitlesinin kentin dönüşüm potansiyelini mevcut durumla kıyaslayıp bir iç hesaplaşmaya gitmesi, kendisiyle yüzleşmesi yanında yaşadığı toprakların hak ettiği yere gelmesi için yeni bir yerel dirilişi realize etmesi gerekiyordu.
Ancak olmadı. 31 Mart seçimleriyle bu ilçe bazında gerçekleşti ancak il bazında Mersin için yeni bir başlangıç, yeni bir yapısal restorasyon hayali gerçekleşemediği gibi umutlar, uhteler ve hevesler bir başka bahara kaldı.
Yerel seçimler üzerinde 1 yıl geçti. Bugün Mersin’in sosyo-kültürel ve kent-politik dokusu üzerine biraz yoğunlaştığımızda Akdeniz Belediyesinin, Başkan Gültak’ın performansıyla ortaya önemli kazanımlar koymaya çalıştığını görüyoruz.
Politik ajandası yanında sosyolojik ajandası da güçlü başkan olma özelliğini hissettiren Başkan Gültak, analitik akılla ve özellikle “politik şımarıklık” göstermeden mütevazi karakter figürü ve dur durmak bilmeyen icraat küfeleri ile “gönüllere iltica” etmeye çalıştığına şahitlik ediyoruz.
Bugün bile geçerliliğini koruyan bir Çerkez Atasözü; “Ata kibirle binen; bir gün eve yürüyerek gider” der.
Bu minvalde olabilecek kişisel yol kazaları ile sosyolojik ve siyasal zemini enfekte etmeden bu şekilde devam ederse bu kazanımlarını bir kredibilite hikayesine dönüştürmesi, sosyolojik rezervini güçlendirirken başarı stoğunu da perçinlemesi kaçınılmaz görünüyor.
Sosyolojiyi iyi analiz ederek sosyolojiyi sahiplenme becerisi, insanları etkileme retoriği ve halkla iletişimindeki PR çalışmalarını saymıyorum. Son bir buçuk aydaki icraat küfelerine şöyle bir göz attığımızda Korona virüs vakasının getirdiği hassasiyetle;
-Ülkede maske üretimini gerçekleştiren kurumlardan biri olma özelliği ile önemli bir başarıya imza attığını,
-Büyük ölçüde eczacı olmasından kaynaklanan avantajla dezenfektan üreten kurumlardan olma özelliği ile…
-Kazanlı beldesinde yufka ekmek imalathanesi ile onlarca kişiye istihdam sağlarken binlerce kişiye sokağa çıkma yasağı kapsamında ekmek dağıtımında oynadığı kritik rolü tüm Mersin olarak hep birlikte gözlemledik.
“Marifet, iltifata tabidir.” Başkan Gültak’ın hakkını teslim etmek gerek.
Benzer eylem pratiklerini 4 yıllık sürece yayarak bu ivmeyle devam ettirebilirse Büyükşehir için beklenti içinde olanların “kulağına kar suyu kaçıracağından” kimsenin şüphesi olmasın.
Emek, çaba, fedakarlık nihayetinde bir sonuç gerektirir. “Zaman, insanın aldığı her nefesi sürekli hesaplamakla meşguldür’” O zaman, zaman kavramını boşa harcamadan 2024’e dönük başarıyı sürdürülebilir kılmak sonuç için oldukça önemlidir.
İnandığım bir söz “Elinden tuttuğunuz insan doğruysa; her mevsim bahardır!” der. Bu sözle Akdeniz halkı 31 Mart’ta yaptığı seçimle doğru eli tuttuğunu gösterirken bunun meyvesini de haklı olarak toplamaya devam ediyor.
Bir kahin olmadığım gibi ayrıca yıldız falcısı da değilim ancak öngörülerim önümüzdeki dönemin Cumhur İttifakının Mersin Büyükşehir adayının AK Parti’li biri olacağını söylüyor. Öngörülerimde kolay kolay yanılmam.
Bu durumda Cumhur İttifakının adayı Başkan Gültak mı olur yoksa bir başkası mı olur bunu kestirebilmek mümkün değil. Ancak bildiğim Başkan Gültak’ın gelecekteki 4 yıllık başarısı, Büyükşehir’e aday gösterilirse kendisinin, bir başkası gösterilirse AK Partili adayın önünü açarken önemli bir güç stoğu, bir başarı rezervi oluşturacağını bilmek gerekiyor.
Binaenaleyh, Başkan Gültak’a Mersin Büyükşehir yerelde AK Parti iktidarı için büyük görevler düşüyor.
Bizimkisi sadece haddimiz olmayarak bir tavsiye belkide temkinli bir iyimserlik… Bilinmesi gereken Başkan Gültak’ın bugünkü başarı gardırobunun, ayaklarını yerden kesmemesi...
Çünkü, “Başarının sahipleneni çok olur; başarısızlık ise daima yetimdir.”
Bizden söylemesi…