Bugün dünya, önem sırasına göre kent yaşamını çekilmez hale getiren; ‘’çevre kirliliği, hava kirliliği ve gürültü kirliliğini’’ tartışıyor.
Dünya bu sorunları kavrayıp konu üzerinde çalışmalar yapıyor olmasına rağmen bu sorunlara ülke olarak kendi ajandamızdaki ‘’plansız kentleşme kirliliğini’’ katarsak tüm bu sorunlar yumağında başta ülkemiz olmak üzere gelecek için alarm zilleri çalıyor.
Dolayısıyla ister istemez yakın gelecekte ‘’Akıllı Şehirler’’ olgusu, ülkemizde dahil yapılacak teknolojik planlamalarla trafikten enerjisine ve alt yapısına kadar bir çok alanda kentleri dönüştürecek eylem pratiklerinden biri olacak gibi görünüyor.
Akıllı şehirler olgusu ilk olarak 31 Mart mahalli seçimlerine giderken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı 11.maddelik manifestoda gündeme gelmesiyle belediyecilik olgusunun trend markası haline gelirken, seçilen belediye başkanlarının şehirleri değiştirip dönüştürmesinde stratejik ajandasının en önemli argümanı olması gerektiğini düşünüyorum.
Akıllı şehirlerle ilgili araştırmaları ve verileri incelediğinizde gelecekte dünyanın sorunu haline gelecek enerji bağımlılığını, ülkelerin gelecek perspektifinden enerji ihtiyaçlarını en aza indirecek planlamaları yapmak gibi bir zorunluluğu ortaya koyuyor.
Akıllı Şehirlerden anlamamız gereken, modernleşme çabası içinde olan ülkelerin insana ve tüm canlılara hizmet sunarken yaşam alanlarına zarar verebilecek çevre, hava ve gürültü kirliliği başta olmak üzere birçok alanda teknolojiden faydalanılarak sorunları en aza indirmeyi hedefleyen ülkesel teknolojik kabiliyetini tanımlamasıdır.
Bu sayede kentin kaynakları daha etkin ve yerinde kullanılırken, o ülkede ve yörede yaşayan insanlara ve diğer canlılara müreffeh bir yaşam sunumu gerçekleşir.
Dolayısıyla akıllı şehirler kavramı sadece teknolojik açıdan gelişmiş kentleri değil, yaşanabilirlik, ulaşım, erişebilirlik ve çevresel meselelerden süzülerek filtrelenmiş kentler akıllara gelmelidir.
Misal geçmiş yıllarda akışkan trafiği ile en kalabalık şehirlerden biri olarak, bunu belli alanda başaran ve ödül alan Güney Kore’nin başkenti Seul, trafik planlamasıyla trafik sorununu çözen akıllı şehirlere örnek gösterilebilecek kentlerden biridir.
Örneğin Hollanda’nın başkenti Amsterdam, kendi bünyesindeki Schiphol Havalimanının üst yapısı uzun zaman önce yapılan bir alt planlamasıyla kentin kanalizasyon atıkları ile güneş ülkesi olmamasına rağmen evler, hastaneler ve şehir stadı enerji panelleriyle ısınırken, bu sayede enerji tüketimi en aza indirilmektedir.
O zaman şu soruyu sormak gerekiyor.
Tüm bunlar ortada iken, bizler ülke düzleminde kent yaşamının birer unsuru olarak bu akıllı şehirler planlamasının tam olarak neresindeyiz?
Buna yönelik şehir planlamamız var mı?
Klasik demode belediyecilik anlayışını artık belediyenin çöp konteynırına terketmeye hazır mıyız?
Çünkü “ yönetsel demodelik ‘’ yani eski belediyecilik anlayışı ile modern dünyanın akıllı şehirler formatına uyum sorunu yaşayacağı ortada iken, bu eski iddiayı devam ettirmek geleceğin kent – yaşam dokusunda bir lezyon yaşatacağı da artık ortadadır.
O zaman 31 Martta seçilen yerel siyasal aktörler akıllı şehirler konseptini ihtiva eden projeler sunmakta ne kadar mahirler bunları sorgularken, gelecek artık en az enerji sarfiyatıyla halka en fazla refah sunacak temiz kentler olgusu etrafında formüle edilebiliyorsa bunu hizmet ajandanın kente değer katan argümanının bir parçası saymak gerekmektedir.
Misal, İstanbul, Ankara, İzmir ve yaşadığımız kent Mersin’i de içine katarsak gelmiş geçmiş yönetimler kentin; ulaşım, plansız yapılaşma, gürültü ve bir çok alandaki acil yaşamsal sorunlarını çözememişken akıllı şehirler hedefini artık bir hayal, bir makus talih olarak mı görmek gerekiyor?
31 Mart yerel seçimlerini beş ay önce geride bıraktık. Soru şu!..
Gelecek kavrayışı toplumun önünde olması gereken belediye başkanları akıllı şehirler perspektifinden atiyi kavramaya ne kadar hazır?
Bunu önümüzdeki yıllarda özellikle Büyükşehir ve merkez ilçeler ölçeğinde görebilecek miyiz?
Seçimler bittiğine göre başkanların seçim öncesi vaat ettikleri projeleri, artık proje kataloğundan çıkartıp realize etmeleri büyük önem arz ediyor.