Ülkemiz, dünyada terörün en acımasızını yaşayan belki de tek ülke…
Terör örgütüne dünyada bu kadar çok zayiat veren ikinci bir ülke neredeyse yok…
On binlerce asker, sivil hatta kundaktaki bebekleri dahil tam 40 bin insanının ocağına ateş düşüren teröre karşı bu ülke, bugünlerde maalesef muhalefet partileri perspektifinden bir sınav veriyor.
Dünyada, terörle iç içe olup da teröre bu kadar çok alan açan veya açma çabası içinde olan başka bir ülke muhalefeti de yoktur sanıyorum.
Düşünebiliyor musunuz?
37 yıldır bu ülkeyi kan gölüne çeviren etnik farklılık gözetmeden insanlarını inim inim inleten terör örgütünün siyasal uzantısına ‘’ısrarla politik sahayı legalize’’ etme, tutuklu eş genel başkanını ‘’ romantize etme’’ çabası içinde olan bir muhalefeti dünyanın neresinde görebilirsiniz?
Maalesef bu ülkede her türlü ‘’illegaliteyi olağanlaştırma, olgunlaştırma ve hatta meşrulaştırma’’ çabasında olan bundan beslenen bir siyasetçi ve aydınlar sorunu var.
Bunun ne tehlikeli bir çaba olduğunu ‘’terör siyasetini’’ meşrulaştırmanın politik zemini enfekte ederken bir zaman sonra bu çabanın ‘’siyasal zihinlerdeki meşruiyet algısını’’ dolayısıyla siyasette terör algısını ‘’olağanlaştırabileceğini’’ öngörememek ya akıl tutulmasıyla yada açık ve planlı bir kurgunun ‘’siyasal hedefler uğruna feda edilmesiyle…’’ açıklanabilir.
Açıkça terör örgütüyle bağını inkar etmeyen bunu her fırsatta vurgulayan uzantı siyasal partinin, bu çabalarını görmezden gelerek muhalefet kesiminin ‘’kendi meşruiyetinin gölgesi altında’’ bu siyasal hedefleri meşrulaştırma çabaları siyasetin nereden nerelere geldiğinin bilinmesi bakımından önemlidir.
Özellikle bu ülkenin kurucu unsuru olan ve bunu her fırsatta hatırlatan bir siyasal partinin CHP’nin, bu ülkenin ‘’ millet, bayrak ve özellikle vatan’’ gibi kurucu değerlerini dinamitleme çabalarını görmezden gelmek bir yana eylem pratikleriyle siyasal zemini bu ve benzeri siyasal anlayışlara dar etmesi gerekiyor mu?
Misal, İspanya’da ki ETA terör örgütünün uzantısı Batasuna partisinin, ETA terörünü kınamadığı için kapatıldığını ve bu partinin AHİM’e yapılan itirazlarının mahkemece reddedilerek kapatılmasını yerinde bulduğunu hatırlatmaya gerek yok sanırım...
ETA terör örgütü 2011’de kendini feshedene kadar katlettiği insan sayısı sadece 800 iken, PKK terör örgütünün katlettiği asker, sivil yanında ocaklarına ateş düşürdüğü insan sayısının kırk binlerde olduğunu unutmayalım...
Dünyada ileri demokraside olsa hiçbir ülke yoktur ki herhangi bir terör örgütüyle bağlantısı olup da onun siyasal zeminde yaşamasına izin versin veya siyasal zemini zehirlemesine veya enfekte çabalarına alan açsın...
Asıl garibime giden nedir biliyor musunuz?
CHP’yi anladık da kendini milliyetçi sayan İYİ Parti’nin oy devşirme uğruna ikircikli tavır sergileyerek buna göz yumması bu uzantı partinin vokalistliğini yapan ana muhalefetin maskeli balo partisinde kendisini bu baloda külkedisi olarak etiketleyip bu baloya alan açmasıdır.
Bu partinin biz terör bağımızı reddetmiyoruz, ‘’ bizi bu şekilde kabul etmek zorundasınız’’ dayatması fikrini, ‘’zaman içinde siyasal sistemin bir parçası olmasını ve bu söylemin gelecekte ülkenin bütünlüğü sorgulamasına alan açma bu hedeflerini olağanlaştırma, olgunlaştırma ve meşruiyet kazandırma çabaları’’ olarak anlamak gerekmiyor mu?
Yoksa biz mi yanlış algılıyoruz? Biz de mi bir idrak sorunu var?
Oysa muhalefetin ortak tek gayeleri ‘’ R.Tayyip Erdoğan’’ düşmanlığı üzerinden kendi siyasal hedefleri uğruna HDP’yi kullandığını zannetmesi, HDP’nin ise ‘’ortaya karışık’’ siyaset üreterek terör bağıyla ilgili çabalarını legalize etme gayreti açık ve ortada iken, bu siyaset karşısında net tavır alıp ‘’terör örgütüne mesafeli olmazsanız bizde artık size mesafeli olmak zorundayız ‘’demesi gerekmiyor mu?
Yapmazlar, yapamazlar… Zira ‘’siyaset hesabı ülke hesabının’’ kat ve kat üzerinde…
Burada en akıllı siyaseti kabul edelim veya etmeyelim HDP yapıyor.
Muhalefet için kilit parti HDP’nin, kilit ideolojisi bu ülkede ‘’ özerklik’’ mümkünse ve şartlar olgunlaşırsa Suriye, İran, Irak ve Türkiye köşegeninde ‘’ bağımsızlık’’ isteği ortada olan terörü 200’ün altına düşüren en büyük düşman gördüğü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı bitirme gayreti belki bir nebze anlaşılabilir iken parti simgesindeki altı oktan ikisi devletçilik ve milliyetçilik olan CHP ile kendini milliyetçi addeden İYİ Parti’nin, kendilerini liberal sayan yüzde birin altındaki DEVA ve GELECEK Partilerinin kendini muhafazakar gören SP’nin, ‘’ testinin içinde ne varsa dışına o sızar’’ mantığıyla bir eş başkanın ağzından çıkanları yutarak bu partiyi romantize ve dolayısıyla legalize etme çabalarını idrak edebilmek, HDP’nin bu siyasal amaçlarına stepne olma gayretlerini anlayabilmek ancak akıl tutulmasıyla açıklanabilir.