Pandemi yeni normalleri hayatımıza sokarken yaşamımızda birçok şeyi ters yüz etti.

Dolayısıyla iş yaşamımızda da birçok ezberleri bozdu.  Yönetici kontrol ve gözetimindeki bilindik disipline çalışma koşullarını evlere hapsederek “home ofis” kavramını iş ve yaşam alanımızın birer parçası yaptı.

Elbette bu ancak ofis veya işyerinde çalışılır mantığını da ortadan kaldırırken artık evden çalışma koşullarıyla gerek işveren gerekse çalışanın maliyet girdilerinde önemli ölçüde tasarrufu ön plana çıkarttı.

Çıkarttı çıkartmasına da bunun sektöre kamu veya özel üretim anlamında geriye dönüş yansımasında sıkıntıları beraberinde getirebileceği de neredeyse ortada...  

Bu durumun ileride özel sektörde patron açısından işlerin zamanında bitirilememesi dolayısıyla üretimin hızında meydana gelen yavaşlamayla sipariş ve tedariğin zamanında sağlanamamasını beraberinde getirirken özellikle vatandaş odaklı çalışan kamu sektöründe iş disiplininde gevşekliğe bağlı aksaklıkları beraberinde getirebilme ihtimalini düşündürüyor.

Mesela çalışıp çalışmadığını kontrol amaçlı personelini saat 11.00 gibi cepten arıyorsun… Ancak cevap yok… Bir on dakika geçiyor tekrar arıyorsun sonuç yine değişmiyor.

Cevap verilmemesinin kızgınlığı yanında birde acaba bir şey mi oldu kaygıyla yüzleşmek zorunda kalıyorsun. Ne olursa olsun bir şekilde çalışanınla temas kurmak, çalışma verimliliğini denetlemek gerekiyor.

Sinirle üçüncü kez basıyorsun tuşlara… Bu kez karşıdan kızgınlıkla karışık bir homurdanma...

Soruyorsun: Kaçıncı kez arıyorum oğlum nerelerdesin?

Cevap: “Duştaydım patron size dönemedim.”

Soruyorsun: Evden çalışıyorsun oğlum ne işin var saat 11:00’da duşta?

Cevap: Hımmmm…

Yeni mi kalktın oğlum yoksa?

Cevap:  Şeyyy Patron… Yok patron üzerime bir rehavet çöktü de ondan girdim duşa…

Çalışan, evde olabilir ama aklı hep işinde olmalı. Home ofis çalışma hayatımızda ve bu gibi durumlarla artık karşılaşmamız çok muhtemel… Peki bu çalışma tarzı iş hayatımızın bir parçası olacaksa ne yapmak lazım…

Gelecekte hayatımızda olacak bu gerçeklerimize yeni sorularla yeni cevaplar bulmak gerekiyor.

Misal en önemli sorular şunlar:

-İş hayatı devam etmeli ama iç disiplin oluşmadan iş disiplini nasıl oluşturulabilir?

-Bu şekilde uzaktan çalışanın verimi nasıl korunabilir?

-Pandemi yüzünden evlere taşındık ama ofis ortamının üretim verimlilik nasıl sağlanabilir?

Cevap, “Yeni iş rutini ve uzaktan çalışma kuralları” belirlemektir.

Bunun için öncelikle özel veya kamu sektöründe patron veya yönetici kendi rutinini bozmadan sanki iş yerine saat 8.00 gibi ayakta, çalışanıyla temas için hazır olması gerekiyor.

Öncelikle çalışanları tek tek telefonla arayarak uyanıp uyanmadığını kontrol ederek başlamak…

Sonra 9.00 gibi görüş alışverişi yapılarak iş hakkında konuşmak…

Her saat aralığında teması koruyarak saat 17.00 gibi günün raporu alınarak günü sonlandırmak gerekiyor.  Temel sorun, mekân duygusu kaybolunca çalışma rutinlerinin disiplininde yeniden tanzime ihtiyaç duyulmasıdır.

Teknoloji bize birçok konuda yardım etse de uzaktan çalışma disiplini oluşturmak, zaman aldığı gibi kolay olmayacağı da açık. Burada önemli olan patron, yönetici, çalışan veya paydaş evde iken “sanal ekosistemi” oluşturabilmeyi gerçekleştirebilme ortamını sağlamak gerekliliğidir.

Neticede yeni çalışma trendi sanal olsa da sonuçları hala somut hala gerçektir…

Özellikle çalışan sayısının çok olduğu sektörlerde bir “sanal bürokrasi” oluşturmak gerekiyor.

Zira patronun veya yöneticinin “işi yürütmem lazım” talebi hep güncel olmaya devam edeceği gibi çalışanında “çalışmam para kazanmam lazım” ihtiyacı bitmeyeceğine göre yeni bir “sanal bürokratik” yapıyı yeni normallerimizin parçası yapmak gerekiyor.