“Bizde bu altyapı mevcut. Artık vatandaş beklemek zorunda kalmayacak ve vergi kaybının da önüne geçilecek.”

Bu ifadenin sahibi ulusal bir gazeteye röportaj veren Türkiye Noterler Birliği Başkanı Dursun Cin.  

“Artık vatandaş beklemek zorunda kalmayacak” sözü ile sanki tapu dairelerini suçlarcasına aynı zamanda bir eleştiri gibi gördüğüm bu ifadeye takıldığımı söylemek istiyorum. 

Anlaşılan o ki;  Noterler Birliği Başkanı’nın vatandaş tapu dairelerinde ne kadar süre bekliyor bundan haberi olmadığı gibi bu incitici sözü söylerken, tapu dairelerinin hazırladığı alt yapı ile yiğitlik taslamasını esefle karşılıyorum.

Bu gün bir tapu dairesinde eğer kayıtlarda bir engel yoksa trilyonluk bir satış işleminin 45 dakikada bitirildiği düşünüldüğünde, ederi yüz elli lira olan matbu bir vekalet ne kadar sürede düzenleniyor bunu da sormak istiyorum.

Bir kısım tapu işlemlerinde ısrarcı davranılması olsa olsa tapu kayıtlarının elektronik ortama aktarılmasının sonuca matuf “yürüyen besili tavuk” gibi görülüyor olması.

Kurgu kısaca, noterler bu sistem ile para basarken, tapu kayıtlarını aktarmada hata yapmış tapu çalışanının bu hatadan dolayı sorumlu kalmaya devam edeceği gerçeği.

Bir türlü anlayamadığım diğer konu ise;  kendi düzenlediği sahte vekaletnameye dahi sahip çıkamayan bir kurumun yapılanması ve uygulaması tamamen mevzuata dayalı bir kurumsal işlevselliği kendi bünyesine nasıl entegre edebileceği realitesi.

Tapu uygulamalarında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununa göre dışarıdan düzenlenen bir evrakın veya sözleşmenin hukuki işlevselliği Tapu birimlerinde uygulama kabiliyeti ile gerçeklik kazanır. Yasa, noterler tarafından düzenlenen vekalet sözleşmesinin sahteciliğe karşı mahcubiyetini, iğfal kabiliyeti ile değerlendirir.

Evrakların yanıltma gerçekliği dersek bunun adına, tapu memuru vekaletin sahte olup olmadığını kriminolojik perspektif olarak  imzasından, kaş, göz, kulak ve burun yapısı olarak fotoğrafından ayrıca sözleşmenin tarih ve yevmiyesinden kaçıncı ayda kaç yevmiye olabilir tahmini üzerinden  yanılmamak için standarta bağlanmış bir zaman dilimi içerisinde adeta bir savaş verir.

Eğer evrakın iğfal kabiliyetini ıskalamışsa vay haline tapu memurunun. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 1007.maddesi demoklesin kılıcı olarak iner tepesine tepesine.

Genel perspektiften bakacak olursak şu çok önemli, bir devlet  için  zayıflık var olduğunu bildiği potansiyelini  kullanmada ruh, vücut ve düşünce  gücünün muhasara altına alındığını biliyor olması, bunu kırmaya yeltendiğinde  ise “siz yapamazsınız”  çaresizliğine mahkum edilmesidir.

Kurumlarında devleti oluşturan yapının bir parçası olduğu düşünüldüğünde benzer sonuçlar kurumlar açısından da geçerlidir. Kurumlar için gelecek körlüğü,  yetişmiş ve uzmanlaşmış insan potansiyelini bir hiçliğe mahkum etmesi yanında, ülke geleceğine dönük  elindeki  bu muazzam gücü heba etmiş olmasında yatar.

Buradan şunu anlatmak  istiyorum.

Asıl meselemiz son yıllarda bazı değişimler yaşasakta millet olarak en büyük yanlışımız kendi değerlerimize sahip çıkamayışımız, kendi değerlerimizi önceleyemememiz gerçeğidir.

Kurumlarımız açısından da durum böyle maalesef. Tapu ve Kadastro camiasından binlerce meslek büyüğümüz, işinde uzmanlaşmış abilerimiz atıl vaziyette kimisi evde, kahvehanede kendini bitirirken yıllarca kazanılmış birikimlerini hiçbir işe yaramadan tükettiklerine şahit oluyoruz.

Tüm bunlar ortada iken, tapu satışlarını,  yukarıda bahsettiğim gibi düzenlediği sözleşmeye dahi sahip çıkamayan para makinası noterlere vermek, özellikle son yıllarda e-arşiv programıyla arşivini TAKBİS’e aktaran önümüzdeki dönemlerin atıl tapu çalışanı adaylarına bu birikimlerini kullanabilme potansiyelini çok görmek, kurum çalışanları açısından ciddi bir hayal kırıklığı yaratabileceğini bilmek gerekiyor.

Oysa yıllarını tapu ve kadastro camiasına vererek uzmanlaşmış meslek büyüklerimiz için  kurumsal bir yapı oluşturularak belirli bir  teminat üzerinden tüm sorumluluk yüklenerek bir fırsat vermek, hem işlemlerin sağlıklı ve hatasız yürümesine zemin hazırlarken ezilmiş tapu çalışanının öz güvenini arttıracak hem de minnet ifadesine mazhar, geleceğe dönük bir fırsat penceresi aralayacaktır.

Tapu ve Kadastro Teşkilatı olarak bu zeminde bizi onurlandıracak yegane gerçek; “Kendi kıymetlerimi sahiplenmemizdir.”