İkiyüzlülüğü kanıksamış bir güruh; erdem gibi önemli bir değerini tüketmiş demektir.
Erdemini tüketen bir toplum ise çoraklaşmış bir toprakta kurumaya yüz tutmuş bir ağaca benzer.
Ve aynı düzlemde aynı özellikte bir vaka yaşandığında insanlar veya toplum benzer tepkiyi veremiyorsa ortada ciddi bir ahlak sorunu var demektir.
Bugün toplumun bir kesimiyle ilgili bir ahlak sorununu tartışıyoruz.
Kamuoyu son on gündür darp ve tecavüz skandalını konuşuyor.
Konuşuyor derken konuşan sadece bir taraf…
Konuşamayanlar, sosyolojik tasnif yaparken gazetesinden, televizyonuna, aydınından(!), siyasetçisine durumu örtbas çabasındaki bir kesim…
Soruyorum sahi nerede ekrandan düşmeyen kadın dernekleri?
Veya feminist pozlar veren filan partinin kadın milletvekilleri, kadın il başkanı neden sus pus?
Olayın geçtiği partiden neden ses çıkmıyor?
Genellikle böyle durumlarda dikkatler doğal olarak kadını yere göğe sığdıramayan veya kadın figürünü en çok kullanan siyasal partilere çevrilir.
Maalesef kadına yönelik erkek şiddeti ‘’kendi çöplüğünden’’ gelince dilsiz rolüne yatanların durumu iç acıtıcı bir o kadarda mide bulandırıcı…
Kamuoyunda ‘’üç maymun sendromuna’’ paralel ciddi bir ‘’ahlak üşümesi’’ yaşanıyor…
Sadece ahlak üşümesi mi; bu vahim hadise karşısında verilemeyen tepkiler ciddi bir ‘’vicdan üşümesini de’’ beraberinde getiriyor.
Bu ahlaksızlıkla ilişkili tarafların; adeta üç maymun refleksi ile görmedim, duymadım bilmiyorum eylemsizliğine kendine siper etmeleri yanında mide bulandıran ‘’ölü taklidi’’ yaparak zaman kazanmaya çalışmaları, adeta ortalığın soğumasını bekliyor olmaları…
Ancak bu hesapların tutması mümkün değil… Olaya ne pahasına olursa olsun bir ahlak sorunu olarak bakanların; bu olayın siyaseti, tarafgirliği olmaz diyenlerin refleksleri iki milletvekilinden birinin istifa etmesinin ardından partiden ihraca mecbur kılarken, diğer milletvekilinin dayak skandalı karşısında partinin ihraç talebi ile disipline sevk edilmiş olması kamu vicdanını bir nebze rahatlattı, göz göre göre örtbas çabaları ise kamuoyunu epey üzdü.
Burada asıl sorun şu: ‘’ Kadın ağırlıklı söylem ile siyaset yapan partilerin bu vahim olay karşısında ortalığı ayağa kaldırması beklenirken tam tersi olayın patlak vermesiyle birlikte hiçbir şey olmamış gibi ölü taklidi yapmaları, olayı kapatmaya dönük skandal çabaları…’’
İşin enteresan tarafı bunları biraz konuştursanız tepeden bakan tavırlarıyla ahlak üzerine öyle şeyler söylerler ki kendilerini bir an için bir ahlak abidesi sanırsınız!
Merhum Cem Karaca’da bu durumu teşhis etmiş olacak ki ‘’ yarım porsiyon aydınlık’’ adlı şarkısında şöyle der:
Her zamanki köşenizde xxx Kaşınız hafifçe yukarıda
Her zamanki barınızın xxx Bakışlarınız ne kadar ilginç
Önünüzde viski ve havuç xxx Hiçbir şey üretmeden
Ve bir eliniz çenenizde xxx Sadece eleştirirsiniz…
Bu ülkede disosiyatif kişilik sahibi ‘’yapay entelijansiyayı’’ merhum Cem Karaca şarkısında ne güzel ifade etmiş değil mi?
Bugün yine bu yaşanan tecavüz ve dayak skandalının mahiyeti ile ortada bir ahlak sorunu olduğu açık. Kamuoyunda bir taraf bu ahlak sorununun bir tarafında değilse cinsel saldırı, taciz veya dayak olayı karşısında ortalığı ayağa kaldırırken, gündemi işgal eden tecavüz, dayak veya darp olayı karşısında kendi mahalleleriyle ilgili bir skandal gündeme geldiğinde yine üç maymun refleksi ile davranmaları, yine sus pus olmaları…
Tüm bunlara sebep ise partilerin veya siyasal kişiliklerin siyasal ikbal, politik gelecekleri sorunu… Bir nevi ‘’siyasetin, cinsel istismar veya kadına dayak ahlaksızlığı ile takas edilmesi sorunu…’’
Siyasal veya fikir dünyalarında oluşturdukları blokta bir çatırdama olmasın sorunu!..
Kol kırılsın yen içinde kalsın sorunu!..
Oysa ortada bir ahlak sorunu var. Ortada üzeri örtülemeyecek büyüklükte bir ahlaksızlık sorunu var. Bunu örtmeye ne bu vakaya şaşı bakmak yeter nede üç maymun refleksi ile suskun kalmak!..
Birde bunlar üstüne üstlük ağızlarını açtıklarında özgür ve bağımsız medyaya çağrı yapmazlar mı?
Bir de ne yaşanırsa yaşansın konu kadın ise bizi hiç kimse susturamaz diye ahkam kesmezler mi?
Sözün özü; duruma göre şekil alınan bu ‘’kanıksanmış ikiyüzlülük’’ ile ‘’sosyolojik tasnif’’ yapılırsa tecavüz ve darp olayları da kurumsallaşarak toplumsal çürümenin önünü açacaktır.